Almond Trees Have Been
Adorned With Flowers
Dou you
know
The
warmth
Of air
And water
And in
soil has increased?
Dou you
know
Away, far
away
Bullets
have choosen their targets
Many many
youngsters
Many
hopes
Have
fallen on the ground
Their
mothers
Their
fathers
Their
beloveds
And their
offspring if any
Have
choosen pain
In the
first flush of youth?
Would you
tell me what should be said about that soul
Who took
some from the sky
And
roared
Who took
some from the rain
And his
eyes rained
Who
became rough and risen
Like seas
Who did
not even hurt an ant
Who did
not target a bird
Who did
not have the heart to pick flowers
Which
geography
What
nation
What
religion
What sect
What
color
What race
What
language
What
speech
Does it
matter?
That one,
This one
And the
other one is a human too. . .
I, you,
we, they
Haven’t
us come from soil?
Won’t our
bodies turn into soil?
Why fight
Why
become enemies
Why hold
a grudge
Why hate?
. . .
What is
it we cannot share?
Mothers
give birth
To Barış
To Mert
To Sevgi.
. .
Do they
choose war?
All sons
must be PEACE
All girls
LOVE
Then
won’t this world be
Enough
for all Souls?
BADEM
AĞAÇLARI ÇİÇEKLERLE BEZENMİŞ
Cemre
havaya
Suya
Toprağa
düşmüş
Haberin
var mı?
Uzakta
çok uzaklarda
Kurşunlar
hedefini seçmiş
Ömrünün
baharında
Nice
gençler
Nice
umutlar
Toprağa
düşmüş
Anası
Babası
Sevdiceği
Varsa
çoluğu çocuğu
Acıyı seçmiş
Haberin var mı?
Gökten almış
Gürlemiş
Yağmurlardan almış
Yağmış gözleri
Kabarmış coşmuş
Denizler gibi
Ezmemiş bir karıncayı bile bile
Bir kuşu hedef bilmemiş
Çiçeği koparmaya kıyamamış bu cana
Söyler misin ne demeli?
Hangi coğrafya
Hangi
millet
Hangi din
Hangi
mezhep
Hangi renk
Hangi dil
Hangi lisan
Önemi var mı?
O da
Bu da
Şu da insan…
Ben, sen,
biz, onlar.
Topraktan
gelmedik mi?
Toprak
olmayacak mı bedenlerimiz?
Bu kavga
niye?
Bu
düşmanlık
Bu kin
Bu
nefret…
Nedir
bölüşemediğimiz?
Analar
doğurur
Barış’ı
Mert’i
Sevgi’yi
Savaşı
seçer mi?
Tüm
oğullar BARIŞ olmalı
Tüm
kızlar SEVGİ
O zaman
bu dünya
Tüm
canlara yetmez mi?
22
Nisan 2016 01.30 İzmir –Kendi kendime
Yesterday I Again
Thought
of you,
I took
those best moments out of time
And could
not ignore the lost ones.
It was
the fog of the longings inside of me that fell on the windows.
It was
not only my arm that extends after you, but also my heart,
I could
not say, "Don't go, stay!"
DÜN
BEN YİNE
Seni
düşündüm.
O en
güzel anları çıkarıp içinden zamanın,
Yitip
gidenleri yok sayamadım.
İçimdeki
özlemlerin buğusuydu düşen camlara.
Uzanan
yalnızca elim değil, yüreğimdi ardından,
Sana
”Gitme, kal!” diyemedim.
Yesterday I Again
Thought
of you, a brush in my hand, f
irst I
drew you on the walls,
the
colors with which I will fill your image revolted,
my face
disappeared
in the
strength of black.
The rains
of the sky lined up on the tips of my eyelashes.
DÜN
BEN YİNE
Seni
düşündüm elimde fırça, önce çizdim duvarlara,
Suretini
dolduracak renkler isyana durdu, siyahın deminde kayboldu yüzüm.
Gökyüzünün
yağmurları dizildi kirpik uçlarıma.
LEYLA IŞIK
No comments :
Post a Comment