NISA LEYLA
MOSES
I couldn't tell anyone else:
my darling is an eagle, who
believes
his heart is a seagull, sometimes
is a lover
sometimes not. when I die, the
azrael
will know, on my grave
everyone will see an eagle and a seagull
Oh, my darling, still only,
will only be visible to me
I couldn't say my darling.
he is sometimes the sky, sometimes not
those who try to get rid of it on
me
I fed stubbornly,
my darling is an eagle. who
believes
his heart is a seagull. one day, of
course.
he's gonna teach me to fly.
I'll give my soul to him
not to azrael. Oh, my God. that is
a revolution too, darling is
gonna bury me inside himself.
I couldn't tell anyone else:
TRANSLATED BY: HATICE SÖNMEZ
IN TURKISH
moses
kimseye diyemedim:
sevgilim kartal. kim inanır
kalbi martı. bazen sevgili
bazen değil. ölürken azrail
bilecek, herkes mezarımda
bir kartal bir de martı görecek
ah sevgilim yine de bir tek
bir tek bana görünecek
sevgilim diyemedim
bazen gök bazen değil
üstümden kaldırmaya çalışanlara
inat besledim besledim
sevgilim kartal. kim inanır
kalbi martı. elbet bir gün
bana da uçmayı öğretecek
ruhumu ona vereceğim
azrail’e değil. tanrım bu da
bir devrim işte, sevgilim
beni kendine gömecek
kimseye diyemedim:
Nisa Leyla
THE WORDS ARE THE PRETEXT OF LIFE
edgar allen poe called out : love !
my raven life shouted : never !
never ! never !
we are exchanging very obscene
words with you dear friend of pleasure
epicurus’ true student that is not
cared about by the civilization
the out of fashion countesses and
knights in our age supplanted our place.
I hide my obscene words; I starch
and iron them
for the doomsday, my heart and
pocket.
all of a sudden my self-confidence
being unable to settle down unravels
my mystic loves of moses, my
inspiring feelings for christ,
the most important of all, my
glorious lyric captivity.
I can never live without my wings
says my raven life, I can also
break the night !
while I was stitching the sexual
coldness of peace with needle and thread,
I can rub my dreams with a pair of
love.
I have an interest in the pain with
an established personality
in the boastful night,
the exploration of a new era from
its eyes:
resistance against my committing
suicide and cruel ones of life !
resistance against pharaohs and
many zeus !
resistance to the nylon prophets !
get an eiffel from everyone if you
can
it is up to me to bleed time
it is up to me to be fooled by
love…
beauty got jammed between the
letters beaten by compassion.
“ah !” grumbles, “alack !” heaves a
sigh
the business of “good” is all
serene: in the tummy of the philosophers
it reigns for centuries.
Life : full of pages about hitler !
I throw words on and on for the
sake of peace
it is not a bomb, and that’s why
they don’t explode, they shake hands,
it is poetry right, they kiss, they
kiss one another
you’d better to keep my inner world
from words !
I live in the 21st century.
I would be losing the game if I
step on the 22nd century’s line,
I would be out of the game like a
kid.
a chocolate makes me intoxicated
all the time,
a multiple grief harbors a
non-existent tomorrow.
as radiating the friendship fed by
the window of god
seems up to sorrow;
poetry goes to you, and the pretext
is for me. you fell down at the heart of my world
siren calls, my bleeding ambulance
is always on its way.
my silly and nonsense lover handed
down from my childhood,
a memory saving me from the dark
period…
TRANSLATED BY MESUT SENOL
IN TURKISH
sözcükler bahanesi hayatın
edgar allen poe bağırdı : aşk!
kuzgun hayatım bağırdı : asla! asla! asla!
çok ayıp laflar konuşuyoruz seninle, hazzın sevgili dostu
epiküros’un gerçek tilmizi uygarlığın umursamadığı.
çağımızın modası
geçmiş, kontes ve şövalyeler yerimizi kapmış.
saklıyorum ayıp sözcüklerimi;
kolalayıp ütülüyorum
kıyamete, kalbime, cebime.
bir anda sökülüyor, dikiş tutmayan özgüvenim
gizemci musa sevdalarım, esinci isa
duygularım,
en önemlisi, görkemli lirik
tutsaklığım.
kanatlarım olmadan asla asla asla
yaşamam
diyor kuzgun hayatım, ben de geceyi
kırarım !
iğneyle iplik,
barışın cinsel soğukluğunu dikerken,
düşlerimi bir
çift aşkla ovalarım.
benim bir çıkarım var kişiliği oturmuş acıdan
kendini beğenmiş geceden,
yeni bir çağın keşfi gözlerinden:
intiharıma ve hayatın nemrutlarına
direnç !
firavunlara ve zeuslara direnç !
naylon peygamberlere direnç !
herkesin içinde bir eyfel,
çıkarabilirsen çıkar
zamanı kanatmak bana kalıyor
bana kalıyor sevgiye aldanmak…
güzellik, şefkatin dövülen harflerinde sıkışmış.
‘’ah !’’ homurdanıyor, ‘’vah
!’’ iç çekiyor
‘’iyi’’nin işleri tıkırında: filozofların karnında
yüzyıllardır saltanatını
sürdürüyor.
hayat : sayfalar dolusu hitler !
sözcükler fırlatıyorum durmadan
barış adına
bomba değil ki patlamıyor elleşiyor,
şiir değil mi ah öpüyor öpüşüyor
iyisi mi, içimi sözcüklerden uzak
tutunuz !
duruyorum 21.yüzyılda.
22. yüzyılın çizgisine basarsam
yanarım,
bir çocuk gibi oyundan çıkarım.
bir çukulata durmadan beni sarhoş ediyor,
çoğul bir hüzün,
hiç yarın’a bandırıyor.
tanrının penceresinde beslenen
dostluğu ışımak
kedere kalırken;
şiir sana, bahane sana. dünyamın ortasına düştün
sirenler çalıyor, kanayan
ambulansım hep yolda.
saçma ve sapan’sın sevgilim çocukluğumdan kalma,
karanlık çağdan beni kurtaran bir hatıra…
HUNGER
the river you let flow would not
cure my soul
the mountains you let go promise
infinity
i have nothing to say against your
trees offering candy apple
yet the void inside me cannot be
filled
the grief tunnel.
your boulevards are not collapsing,
the rise of the sounds
like a wall and your hope
like a candle without wick
i am where it melts
the life you wove from words
and god you distilled from honey
would not be a remedy for me
the children of my deserted street
die of hunger
TRANSLATED BY MESUT ŞENOL
IN TURKISH
açlık
derman olmayacak kalbime akıttığın nehir
saldığın dağlar sonsuzluk vaat eden
elma şekeri sunan ağaçlarına da sözüm yok
lakin dolmuyor içimdeki boşluk
hüzün tüneli.
bulvarların dimdik ayakta oluşu seslerin
duvar gibi yükselişi ve umudun
ipsiz bir mum gibi
eriyip gittiği yerdeyim
derman olmayacak bana sözcüklerden
ördüğün hayat
ve baldan damlattığın tanrı
açlıktan kırılıyor
ıssız sokağımın çocukları
NISA LEYLA
NISA LEYLA: She was born in Iskenderun, Hatay
in 1972. After completing primary and secondary education in Iskenderun, she
graduated from Çukurova University, Faculty of Economics and Administrative
Sciences in Adana. Later, she held management positions for five years, and
served as an English teacher for three years. In her poetry, she focuses on
social issues, inspired by real life. She also writes love poems, socialist and
lyric lines. Her poems appear in all major magazines in Turkey such as Varlık,
Yasak Meyve, Sincan İstasyonu,
Şiirden,
Şiiri Özlüyorum,
Mühür, Papirüs, Deliler Teknesi, Ihlamur, Kuşak Edebiyat, Kurşun
Kalem, Kurgan Edebiyat, Hürriyet Gösteri, Şiir, Yeni Adana, Yaşam
Sanat, Patika, Yeni Dönem, Tay, Afrodisyas Sanat, Temrin, Ring Edebiyat, Ekin Sanat, Şiir
Saati and more of the same. Her poems
were published in the prestigious literary magazines of Turkey and several
countries. She also writes short stories and fairy tales for children. In 1991,
she has been selected as the third best poet in the Poetry Contest held by Yeni Adana newspaper. One
year later, in the poetry contest of İskenderun Fest she has been the
best poet of the year. Lastly she won the award of Mevlüt Kaplan Literature
Contest 2015. She is also a member of Writers Union of Turkey, member of the Turkish
the Literature Associations, the Council of European Writers, the Pen Writers
Association. Her books: Dar paçalı dizeler (Verses with Narrow Flares) (Yazılı
Kâğıt
Publishing, 2014, Ankara), Yokoluş Bir Sözcükse (If Disappearance Amounts to a Word, Yasak
Meyve Publishing, 2015, İstanbul),
Sihirli Değnek
(Magic Wand) (for children, Mühür Publishing, 2015, İstanbul)
No comments :
Post a Comment